Nuh Ömer ÇETİNAY

GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK
SUSUN

KİMSE DUYMASIN

YERİN KULAĞINDAN IRAK

-AMAN HA-

FISILDAŞIN

 

  1. Akses:

“Bize mezar olmadıkça

Düşmana gülizar olmaz” derdik

Kak kokusu kemik çıtırtısıyla

kime gülizar olacak ki

bize mezar olursa Maraş.

 

  1. Grises:

Bana yanaşmayan yılan

yaşarsa bin yaşasın

 

veren canı

alan Allah

 

Bana mı kaldı korumak?

 

  1. Karases:

Dişimi sıkar beklerim

oh olsun sabrın sonuna

 

baktın keskin biledim

oh olsun akacak kana

 

SES

 

Haydi dindir artık

sızlayan kemikleri

 

zaman

ol zaman şimdi

 

titre haydi

 

ÜSTSES

 

kanla yeşersin diye bu/yurdum

kokusuna alışkındır bu/yurdum

 

ENÜSTSES

 

Nasılsa taşacak öfkenin bardağı

bir damla daha

Kıralım kalemi eylül aşkına

 

TELEFONUN TELLERİNE

KUŞLAAAR

KONMAYIN AMAN

 

  1. ÖKKEŞ’E GELEN HABER

 

“-Alo

ben Ökkeş

Ökkeş oğlu”

 

(ucuzundan bir baş taşırız

kıldan ince boynumuzda

emrinizdir

-yirmidokuz)

 

“Anamın keşke

doğurmaz  olduğu”

 

(gireriz toprağa korkunç

kıvancımızdan yer yarılır da

borcumuzdur

 

-kırküç)

 

“-Kardeşin  kardeşe

düşman  durduğu”

 

(gizledik sabrın kirli suyunu

kalayı  aşınmış bakır kaplarda

tekbirimizdir

 

 

-ellibir)

 

“Ben Ökkeş

Ökkeş oğlu

alo”

 

  1. ÖKKEŞ’İN İFADESİ

Telaşlı bir gül taşıyor

kanımı nazlayan Maraş

 

(ey eşkıya ellerim)

 

bir dinamit

bir kibrit

 

(yanaş ey kalleş ölüm)

 

Sesimi güzleyen Maraş

kızılbaş bir gök taşıyor

 

  1. ÖKKEŞ’İN EMRİ

 

Soruların hükmü yoktur

bilirsin bizde

 

yarın şu saat şu yerde

ve insandan uzak

ve yakın perdeye

al bu kutuyu

(yapacağın budur)

Bırak gizlice

 

Gecenin hesabı

eksiksiz  tutulur

ve yoktur hükmü

soruların bizde

 

  1. ÖKKEŞ’İN SABIRSIZ GECESİ

 

Yıkanmaz ellerini verdi  ya

artık rahat

 

yatıyor alakanlı düşlerle

buğulu yastıklarda

 

Nasılsa biçecek fiatını

Barışın kanadından

 

bir çocuk  cellat

 

 

GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK

BELLİ DEĞİL

BELLİDİR AMA

NE ZAMAN AKACAK

MARAŞ’TA KAN

 

  1. VE ÇOCUK CELLAT UYANDI

 

Tıknaz bir sabahtır

uyu cellat

Güneş çoktan doğdu

uyu cellat

Kuşlar girsin odana

çocuk uyanma

 

Uyandı

Kılı kır yaran

kin kokulu zaman

 

  1. ÇOCUK CELLAT SİNEMAYA GİDİYOR

 

“Adamın su gibi akanıdır  Maraş’lı”

 

Zulmü uysal bir kuzu

Ölümü yaralı bir kurt gibi

karşılayandır Maraş’lı

 

Alnına vuran sabahı

Tabut kokan eliyle

siler de çocuk

bilmez mi bunu?

Bilir elbet cellat

daha çoğunu

 

Kavgaya

çocuk sevinciyle koşanı

ve telaşlı yüzüyle

kananadır Maraş’lı

 

Duyar elbet

Burnunu zorlayan

çocuk cellat

barut kokusunu

 

 

 

  1. SİNEMADA PATLAYAN BOMBA

 

Sustu

bakırcılar çarşısının

tere çekiç sesleri

 

Sustu

poyrazla yarışmış

gök gümüş kınalı güvercinleri

 

Sustu oy Maraş’ın

suyla barışmış Kanlıdere’si

 

Susmaz gayri

kara toprağın

kışlamış bağrı

 

 

  1. SİNEMADAN ÇIKAN TELAŞ

 

Gözlerimi kaç güm büyüttüm

nefretin kuyusunda

 

ateşlesin diyedir

bir kibrit

 

(yaralı kurtlar gibi çıktılar

Devrilmiş günün akşamına

 

Ellerimi kaç gün beklettim

ölümün sınırlarında

 

çözsün diyedir

bir dinamit

 

(aç kurtlar gibi atladılar

Susulmuş günün camına)

 

 

 

YARAYA TUZ

YANGINA KÖRÜK KURŞUN MU?

KİMİ BULURSA

1. TETİĞİ ÇEKEN PARMAĞIN DİBİDİR

Engerek elde gerek

demir tavında dövülür de nefretle varılır ölüme

Bir kıvılcım yetecek bu kenti ateşe vermeye

2. NAMLUDAN ÇIKAN KURŞUNUN DEDİĞİDİR

Engerek yolda gerek zehrini akıtmaya

kurşuna tetik tetiğe insan

insana yürek yüreğe kin Kime kim?

zehrini akıtmaya

3. ALNINA KURŞUN YALAYAN ADAMIN SUSTUĞUDUR

Bu poyraz benim de

geçti ak düşmüş sakalımdan

Bu gök bu hava bu su benim de

yurdumdu Bir kurşun alnımı sıyırdı

HAVADA BULUT YOK BU NE MARAŞTIR?

1. PUSUDA KiN KOKUSU

Kimin olursa olsun

kanın kokusu duyulsun dediler

Ben soru sormadım onlar da söylemediler

Bana vur dediler

2. PUSUDA BARUT KOKUSU

Bana vur dediler

vurdum

tanırdım onları

vurdum

onlar konuşmadı ben de konuşmadım

vurdum

3. PUSUDA KAN KOKUSU

Güneşli bir gündü güzden kalma

sandık ki bizi çağırıyor dulda sokaklara

Biz önden çıkmıştık

Hacı ve Mustafa

ölümmüş çağıran bizi kahpe bir kurşunun peşi sıra

Güneşli bir gündü

güzden kalma uzandık boylu boyunca

dulda sokaklara

Biz önden çıkmıştık

Hacı ve Mustafa

Güneş kanımıza vurmakta

4. ENGEREKLER

Kovuktan çıkmanın zamanı

en iyi yılanlar bilir

yeni bir yüz yeni bir deri gereklidir

En iyi yılanlar bilir